İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Bölümü 4. Sınıf öğrencisiyim. Tasarım Günlükleri ekibi olarak 28-29 Kasım 2015 tarihlerinde, İzmir Mimarlık Merkezin’de, tarih boyunca farklı toplumlarda farklı yansımalarını gördüğümüz göç olgusunu daha iyi algılayabilmek ve farklı perspektiflerden göçün getirilerini-götürülerini inceleyebilmek için Göç ve (…) Etkinliğini düzenledik. İlk gün farklı alanlardan akademisyenlerin yaptığı söyleşi ve panel düzenlendi. İkinci günde yine farklı katılımcıların kendi fikirlerini sundukları bir atölye çalışması gerçekleştirdik. Etkinliğin iki gününde sergilenen Zorunlu Göç temalı fotoğraf sergim bu çalışmanın bir parçası olarak merkezde yer aldı.
Bir yanım Türk bir yanım Suriyeli olarak, Suriyede yaşanan trajik olaylara kısmen şahit oldum. İnsanların ülkelerini, yuvalarını, ailelerini terk etmek zorunda kalmaları, yeni hayatlara başlamaya çalışmaları ve bu süreçte yaşadıkları zorlukları başka insanlara aktarmaktı hedefim.
Bu yüzden Türkiye’ye göç etmiş yaşamaya çalışan insanları fotoğraflamak için İzmir’den Adana’ya gittim. Sınıra gitmeyi çok isterdim ama çatışmalar ciddi bir şekilde sürüyordu, tehlikeliydi. Adana’ya göç edenlerin sayısı da az değildi, çoğunluğu AFAD Sarıçam geçici barınma merkezinde bulunan bölgeye gittim ama iznim olmadığından girememiştim. Sonrasında Yüreğir ilçesinde başka bir kamp alanı olduğunu öğrendim ve yola koyuldum. Geniş bir alana yayılan kampın yaşam koşullarını ve o suratlarındaki ufacık umutlarını fotoğraflarıma sığdırmaya çalıştım. Hayatları aslında kadraja sığmaz iken, küçük bir çocuğun yüzünde taşıdığı ifade, zorunlu hayatın getirdiği umutsuzlukları gözlerinden okunuyordu. Bunları kadraja sığdırmak zordu. Umarım çektiğim kareler yaşamlarını bir nebze olsun yansıtabilmiştir.