Tasarımcının Gulyabanisi: Konsept

027efect

Konsept, tasarım öğrencilerinin öğrenim hayatlarının büyük bir bölümü boyunca ne olduğuna dair hiçbir fikirlerinin olmadığı bir kavramdır. Bu kavramın; anlamı, yapısı ve görevi itibariyle kişiye ve tasarıma yarenlik edecek bir yol arkadaşı, hatta belki bir rehber olması gerekirken, biz öğrenciler tarafından tasarım süreci boyunca farklı aşamalarda karşımıza çıkan bir gulyabani olarak algılanmaktadır.

“Kişi bilmediğine düşmandır.”

Şimdi dilerseniz bu düşman görünümlü dostumuzu -en azından ben dostumuz olması gerektiğini düşünüyorum- tanımaya çalışalım.

Konsept, tasarım sürecinin en başında, yapılan araştırmalar ve analizler doğrultusunda tespit edilen problemlere getirilen çözüm önerileridir. Alınacak tasarım kararlarının dallanıp budaklanmasını önleyerek, bu kararların belli bir hedef doğrultusunda ilerlemesine yardımcı olan ve tasarım fikirlerinin kısaca açıklanmasını sağlayan bir özet, bir ana fikirdir.

Konsept, bir mimarlık öğrencisi için, tasarım fikrinin oluşmasından tasarımının tamamlanmasına kadar her aşamada etkili olabilen çok önemli bir kavramdır. Birçok mimarlık öğrencisinin öğrenim hayatının özellikle ilk dönemlerinde yaptığı gibi, bölümü yeni kazanmış olmanın getirdiği abartılı bir heyecan ve ağır felsefe kokulu cümlelerle oluşturacağı ayağı yere basmayan fikirler, tasarım adına hiçbir getiri sağlamayacaktır. Bu tür yaklaşımlar, projenin başlangıcından bitimine kadar -ki böyle başlayan bir projenin bitmesi pek muhtemel değildir- ciddi ikilemler yaşanmasına ve kontrolün öğrencinin elinden kaçmasına sebep olduğu gibi, çok avam ifadeler olarak kalacaktır. Dolayısıyla konsept oluştururken, kontrolün mimarın elinde kalmasını sağlayacak ve böylelikle tasarım süresince rastlantısal oluşumların önüne geçilmesine yardımcı olacak kararlar alınmalıdır. Ve bu kararların tek başına elle tutulması zor, geniş kapsamlı ve çok soyut nitelikte olmak yerine; daha anlaşılır, daha somut, mekanlaşabilme potansiyeli yüksek kararlar olmaları gerekmektedir.

Mesela bizden bir futbolcu için bir ev tasarlamamız isteniyorsa, tasarımını yapacağımız bu yapının konseptini belirlerken; futbol topu ya da krampon gibi nesneler veya futbolcunun yaşadığı sevinç, hüzün, başarı gibi duyguları seçmemiz fikren saçma olacağı gibi, seçtiğimiz bu konseptin mimari bir değeri olmayacak ve bize mekanlaşmada da kolaylık sağlamayacaktır. Bir mimar olarak böyle bir durumda asıl yapmamız gereken; proje yapacağımız futbolcunun hayatı, projenin yapılacağı arazi ve çevresiyle ilgili analizler yapmak, daha önce bu konuda yapılmış çalışmaları ve bunların kullanıcılarına neler sunduğunu incelemektir. Hatta, futbolcunun işi ile evi arasında nasıl bir yol kullandığını dahi incelemek, belki bir noktada onu ondan bile iyi tanıyabilmek ve ona bu bağlamda öneriler sunabilmek de konsept kavramıyla ilişkilendirilebilir.

Genel anlamda konsept tasarım süreci boyunca yaptığınız araştırmalar, analizler ve elde ettiğiniz veriler doğrultusunda oluşturduğunuz kurgusal probleme karşı en doğru çözümü bulma sürecidir. Çözüm bulma süreci içerisinde kendisini bazen, her ne kadar arasak ta bulamayabilir, elden kaçırabilir, başa dönüp analiz tekrarları yapmak durumunda kalabilirsiniz. Tasarım fikrinizi tamamlama sürecinde rastlantısal oluşumların önüne geçip, daha anlaşılır ve somut kararlar ile yola çıktığınız zaman tasarım sürecinize yarenlik eden bir dost kazanmış olacaksınız.

 

More from Beheşti Yaşar
10 Temel Tasarım İlkesi
Tasarıma giriş yaptığımız derslerin olmazsa olmazı, vazgeçilmezi, tasarım hayatımız ilerledikçe unuttuğumuz belki de görmezden...
Read More
Join the Conversation

1 Comment

Leave a comment
Ayşegül kara için bir cevap yazınCancel comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir